masadaki tek sap

Sevgili günlük

Naber?

Haftaya çarşamba pasaport randevum var negzel.

Perşembe günü işten çıktıktan sonra kızlara kalmaya gittim. Dert tasa, dedikodu derken saati 01.00 ettik. Gece, yavru kedilerin hoplayıp zıplamasından temiz uyuyamadım. Hatta uyku sersemi bir tanesini ezip öldürdüğümü falan sandım. Azıcık dürttüm bana mısın demedi, aklım çıktı! Sonra uyandı şapşal ama ben iyice diken üstü yatmaya başladım. Sabah mal gibi uyandım. Meh!

Cuma günü Özden ve Tuğçeyle buluşucaktık ancak ben uykusuzluktan çürüdüğüm için iptal ettik. 

Cumartesi Melisanın doğum günü vardı. Haftanın başından ne alsam derdine düştüm ben. Cuma iş çıkışı yarım saat Nautilusa uğradım ama alışveriş günümde değildim hiç bir şey bulamadım. 

Cumartesinin programı çok yoğundu, aslında yoğun değildi ancak gidilmesi gereken her yer birbirine uzaktı.

Bir yere geç kalacağım zaman kendimi yakmak istiyorum. Çarpıntım başlıyor, hasta hissediyorum kendimi. Cuma gecesi uyumadan önce birden başım dönmeye, midem bulanmaya başladı. Hemen kendimi yatağa attım ve anında uyumuşum. Sabah çok çok ÇOK zor uyandım. Bütün gün dışarıda olacağım için yüzüm gözüm düzgün çıkayım istedim ama pek başarılı olamadım. Evden çıkmam gereken saati de kaçırınca artık daha fazla direnmedim ve bitaksinin güvenli kollarına bıraktım kendimi.

Taksiyle gitmeme rağmen ucu ucuna yetiştim hastaneye. Diyetisyenimin önerisi üzerine (Şişli Medicana) Özgür Bey'e gittim. Harika ilgili ve hastasını yeterince bilgilendiren bir doktor. Çok memnun kaldım. Diyetisyenimin öngörüsü doğru çıktı. İnsülin direncim almış başını gitmiş. Bu akşam yemeğimde ilk ilacımı içtim. Allam n'olu işe yarasın amin.

Doktordan sonra psikoloğuma gittim. Bir kaç aydır EMDR terapisi yapıyorduk. Bu cümle doğru mu oldu bilemedim. EMDR bir çeşit psikoterapi yaklaşımı. Of ben bunu anlatmayı beceremeyeceğim sanırım. Googlelasanız daha iyi :) Her neyse artık standart terapiye geri dönecekmişiz. Bazen terapinin etkilerini çok güçlü hissetsem de bazen hiç yol alamamışım gibi geliyor.

Psikoloğum terapinin başlarında şöyle iyi gidiyoruz, böyle verimli bi seanstı derken son dönemde bu söylemlerini kesince, psikoloğumun da benden ümidi kestiği hissine kapıldım. Hatta baya bunalım yapıp, benden bi cacık olmaza bağlayıp, bir ay kadar kendi kendime ara verdim terapiye. Anacım işin özü kendini sevmek deyip kocakarılık yapacağım şimdi flksjhfalj.

Seanstan sonra taksime geçtim. Melisaya hediye bakmaya tam gaz devam. Sonra şu fotoğrafta gördüğünüz tatlış kazağı aldım Mango'dan. Melisa ve ben ilkokul birinci sınıftan beri arkadaşız. Haki, kahverengi, krem tonlarına bayılır. Hırka resmen onu hatırlattı bana kışın yumuş yumuş giyer dedim ve önce kasaya oradan da dolmuşa uçtum.




Eve girmeden ne giyeceğime karar vermiştim zaman kaybı olmasın diye :) Hemen gözümdeki eye linerı düzelttim dudağıma bordo bir ruj sürdüm. Klasiktir, gece çıkılıyorsa o bordolar, kırmızılar dudağa sürülür. Buraya bordo ruj seven kadınlar için bir kalp bırakıyorum.

Evimle Bağdat caddesinin arası 15 dakika ama koşuşturmaya gücüm kalmamıştı üstelik hava dondurucu! Bu arada benim için gökyüzünden bir şey yağmadığı sürece hava istediği kadar soğuk olabilir.

Melisa, doğum günü için Bistro 33'te bir akşam yemeği organize etmişti. Mekan çok çok tatlı. Tam bir kış mekanı. Şömine, uzun yemek masaları, loş ışık.

Artık sigara içmediğim için soğuğa maruz kalmadan keyifle gecenin tadını çıkarabildim. Her şey çok keyifliydi. Masadaki tek sap olmam dışında.

Doğum gününden bir iki hafta önce sevgilisi Yiğit, Melisaya evlenme teklifi etmişti. Herkesler eve dağılınca tadını çıkara çıkara hikayelerini dinledim. Konuşurken Yiğitle tanışmamız, Melisayla sevgili olmaları, erkek arkadaşım beni terk ettiği dönem yılbaşında yalnız kalmamam için evde düzenledikleri parti, yanlış adamları seçerken yanımda oluşları, kavgalarımız, mutluluklarımız film şeridine düştüm anlayacağınız.



Uzunca bir zamandır beraber vakit geçirmemiştik, Melisa ve Yiğit beni eve bırakırken onlarla vakit geçirmeyi ne kadar özlediğimi düşündüm. Sonra kendime dedim ki bunu onlara söyle. Söyledim :) Buraya Melisa ve Yiğit için bir kalp bırakıyorum.

Gelir gelmez üstümdekileri masaya, kendimi de yatağa fırlattım.

Sabah 13.00'de falan çıktım yataktan uzun zamandır bu kadar yatak keyfi yapmamıştım. Sağı solu toparlamaca ve dinlenmece bu günün sonuna geldim. 

Yarın biometrik fotoğraf çektirmem gerek, bunca zaman aklım neredeydi bilmiyorum. Yaşasın iki ayağı bir pabuça girenlerin haklı mücadelesi.

Kimsen okuyan seni seviyorum, öpüyorum.




Yorumlar

Popüler Yayınlar